Habip Gostak
Covid-19'da Etik İkilemler ve Adalet İlkesi
Üç hasta tek solunum cihazı. Kime öncelik verilmeli? Ülkelerin mevcut sağlık sistemlerini ciddi şekilde zorlayan koronavirüs salgını karşısında, etik ihlaller yapılmalı mı?

Astım hastası bir hemşire, kanser tedavisi gören bir büyükbaba ve kimsesi olmayan bir evsiz... Üçü de Covid-19'a yakalanmış, nefes almakta zorlanıyor ve solunum cihazına bağlanmaları gerekiyor. Peki, yeterli sayıda cihazın olmaması halinde tedavi önceliği kime verilecek?[1] Adalet ilkesi neye göre belirlenecek ya da salgında etik ihlaller söz konusu olabilir mi?
Sağlık hizmeti sunucuları ile bu hizmeti alanlar ve yakınlarının beklentileri ve değerleri arasındaki farklılıklardan doğan ikilemleri aydınlatmaya çalışan tıp etiğinin; yararlılık, zarar vermeme, özerkliğe saygı gibi temel ilkelerinden biri de adalet ilkesidir.
Sözlükte[2]yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması manasına gelen adalet kavramı, hak ve hukuka uygun olarak bireylerin hakkını gözetmek şeklinde ya da herkese hak ettiğini vermek olarak ifade edilebilir.
Özellikle kaynakların sınırlı olduğu sağlık sektöründe adalet kavramı, kişilere adil olarak gerekli tedavinin sağlanmasının yanı sıra neye göre adil olunacağının ahlaki açıdan tartışmasını içermektedir. Bu yüzden adalet ilkesi, etik ilkelerinin uygulanmasında çok daha önem kazanmaktadır. Bu çalışmada adalet kavramı, tıp etiği bağlamında ele alınmıştır.
2. TIP ETİĞİNDE ADALET İLKESİ
Bilindiği gibi, "adalet" kavramının yaygın biçimde kullanımı daha çok hukuk alanında olmaktadır. Bununla birlikte ‘adalet’i yalnızca bu alana ait bir kavram olarak düşünemeyiz (Aydın ve Ersoy, 1995). Adalet ilkesi, tıbbi kaynakların ihtiyaca göre dürüstçe ve hakça paylaştırılmasını gerektirmektedir (MEGEP, 2015). Tıp etiğinde adalet ilkesi, tıbbi olanakların bireylere eşit olarak ulaştırılmasını öngörmektedir.
Adalet kavramı geçmişten günümüze eşitlik kavramı ile beraber anılmakla birlikte, tıp etiğinde adalet kavramı, ‘Eşitlik, adaleti sağlar mı?’ sorularını da gündeme getirmektedir. Tıp Etiği ve Hukuk ders notlarında bu durum şu şekilde formüle edilmektedir: Şartlar eşitse: eşitlik =adalet; şartlar eşit değilse: eşitlik ≠adalet (Tokaç, 2020).
Astım hastası bir hemşire, kanser tedavisi gören bir büyükbaba ve kimsesi olmayan bir evsiz... Üçü de Covid-19'a yakalanmış, nefes almakta zorlanıyor ve solunum cihazına bağlanmaları gerekiyor. Peki, yeterli sayıda cihazın olmaması halinde tedavi önceliği kime verilecek?[3]
Sağlık hakkı, temel bir insan hakkıdır. Ancak günümüzde sağlık hakkının hayata geçmesi, sağlık sunumunda gereksinim duyulan kaynakların kısıtlı olması nedeniyle engeller ile karşılaşmaktadır (Ekmekçi ve Arda, 2015).
Bireylerin sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı açısından gerek uluslararası gerek ulusal mevzuatlara bakıldığında tüm bireylerin herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmadan sağlık hizmetlerinden adil olarak yararlanma hakkı olduğu bilinmektedir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ‘Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir’ denilmektedir. Yine Hasta Hakları Yönetmeliği’nin ilkeler kısmında ‘Sağlık hizmetinin verilmesinde, hastaların, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç ve ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate alınamaz’ şeklinde ifadeye yer verilmektedir.
Tıp etiğinde adalet ilkesi irdelendiğinde bir suçtan dolayı hüküm giyenlerin bile sağlık hizmetlerini alma konusunda diğer insanlar ile aynı haklara sahip olduğuna vurgu yapıldığı görülmektedir. Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü (SD) Dergisinde[4] yer alan ‘Askeri Hastanede Terör Suçlusunun Tedavisi, Kısa Bir Anekdot’ başlıklı makalede; teröristler ile çıkan çatışmada çok fazla yaralı askerlerin olduğu bir hastaneye getirilen yaralı bir teröristin tedavisine yer verilmektedir (Tan, 2017). Dolayısıyla yeryüzündeki bütün insanlar, gerekli sağlık bakımı adilce ve en iyi şekilde alma hakkına sahiptir.
Covid-19 örneğine yeniden bakacak olursak; hemşire kronik bir hastalığa, büyükbaba hem kanser hastası hem de ileri yaşlardadır. Diğer evsiz hasta ise herhangi bir kronik hastalığa sahip olmadığı gibi yaşlı da değildir. Ancak kişilerin ileri yaşlarda olması veya kronik bir hastalığı olması ya da tam tersi evsizin kimsesiz olması veya hemşirenin sağlık sektöründe olmasından ötürü sosyal bir üstünlük kazanmasını gerektirir mi? Adalet ilkesinin yaş, ekonomik durum ya da sosyal statü gözetmeksizin uygulanması gerektiğinden hareketle ve eldeki imkanlar dikkate alınarak doğru bir karar verilmesi gerekmektedir.
Triyajın[5] mecbur olduğu böyle durumlarda adalet ilkesi çiğnenmiş olmayacak mı? Triyaj uygulamalarına yöneltilen en güçlü eleştiri, “adalet” ilkesinin dikkate alınmadığı ile ilgilidir. (…)Kaynakların kısıtlı ve yaralıların fazla olduğu durumlarda uygulanması önerilen triyaj; etik açıdan pek çok sorun içermekte ve gerekçelendirilmesi zor, savunulması güç durumlara neden olabilmektedir (Erbay, 2020).
Dünyamızı ve insanlığı tehdit altına alan yeni tip koronavirüs (COVİD-19)[6] her geçen gün yaşamımız üzerindeki olumsuz etkisini artırmaya devam etmektedir. Hızla yayılan ve hastanelerde yığılmalara neden olan, ülkelerin mevcut sağlık sistemlerini ciddi şekilde zor durumda bırakan bu salgın karşısında, insanlık çıkış yolu aramaktadır. Bu konuda, Hekimlik Meslek Etiği Kuralları[7] şuna dikkat çekmektedir: ‘Hasta ve yaralı sayısının çokluğu nedeniyle, herkese gerekli tıbbi yardımın verilemediği koşullarda, hekim, tedavi olasılığı yüksek olan ağır vakalara öncelik verir.’
3. YORUM
Adalet ilkesi, toplumun tüm üyelerine aynı oranda bakım vermemin mümkün olmadığını fakat insanların tıbbi imkanlara ulaşım konusunda, eşit olanaklara sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır. Etik ilkeler arasında, adalet ilkesinin diğer ilkelere göre ayrı bir yeri olduğu görülmektedir. Özellikle etik sorunlarda, adalet ilkesinin etkin uygulanması hayati öneme sahiptir.
Kaynakların sınırlı olduğu sağlık sektöründe, etik kavramların belirli bir kurala bağlı olmadığı, her olayın olgu özelinde değerlendirilmesi gerektiği ve ilkelere göre hareket edilmesinin uygulayıcıya değerlendirme yapma fırsatı sunduğu anlaşılmaktadır. Etik ilkeler kural değildir. Zira kurallar bellidir. İnsana seçme ya da yargılama fırsatı vermezler. Oysa bir ilkeye bağlı kalarak farklı çözümler üretilebilmektedir.
Covid-19’da ortaya çıkan tabloya bakıldığında, daha önceleri böylesine hızlı gelişen bir salgınla karşılaşmamış olan dünya, hastalar arasında nasıl bir karar vereceğinin hesaplarını yapmaktadır. Sağlık sistemini güçlendirmiş ve bu alanda yeterli kaynağa sahip ülkelerin vereceği kararlar ile sağlık sistemini daha önceden önemsememiş olanların etik ikilemlerde vereceği kararların farklı olacağı aşikardır.
Dolayısıyla tıp etiğinde adalet ilkesinden hareketle, büyük bir salgında vaka örneklerindeki müdahaleleri genellemek yerine ülkelerin tıbbi olanaklarına göre değerlendirmek ve buna göre hareket etmek daha sağlıklı olacaktır.
Kaynaklar:
Aydın, Erdem., Ersoy, Nermin (1995); ‘Tıp Etiği İlkeleri’ Türkiye Klinikleri Tıbbi Etik Dergisi, S: 2-3, Ankara.
Ekmekçi, Perihan Elif., Arda, Berna (2015); ‘Temel Etik Kuramlar Açısından Adalet ve Sağlık Hakkı Kavramlarının Değerlendirmesi’ Türkiye Klinikleri Tıp Etiği Dergisi, 2015: Sayı:23(1), S:6-21, Ankara.
Erbay, Hasan (2020); ‘Hastane Öncesi Alan Triyajında Etik Yaklaşımlar’ Hastane Öncesi Dergisi, 2020: Cilt: 5, Sayı:1, S:57-66.
Euronews İnternet Sitesi ‘Covid-19 Salgınının En Acı Sorusu: İki Hasta Bir Solunum Cihazı, hangisi öncelikli?’ https://tr.euronews.com/2020/04/01/covid-19-salg-n-n-n-en-ac-sorusu-iki-hasta-bir-solunum-cihaz-hangisi-oncelikli (ET:18/04/2020)
Hasta Hakları Yönetmeliği (1998); Resmi Gazete Tarih: 01.08.1998, Sayı: 23420
Hekimlik Meslek Etiği Kuralları (2012); ‘Hekimlik Meslek Etiği Kuralları Kitabı’ Türk Tabipler Birliği Yayınları, 2012, Ankara.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948); ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (Universal Declaration of Human Rights)’, Tarih:10/12/1948, Sayı:217A(III), Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Paris.
MEGEP (2015); ‘Meslek Etiği ve İlkeleri Ders Kitabı’ Milli Eğitim ve Öğretim Sistemi Güçlendirme Projesi (MEGEP), Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara.
Tan, Akif (2017); ‘Askeri Hastanede Terör Suçlusunun Tedavisi, Kısa Bir Anekdot’ SD (Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü) Dergisi, 2017: Yaz, Sayı:43, S: 96-99.
Tokaç, Mahmut (2020); ‘Tıp Etiği ve Hukuk Ders Notları’ Etik Dersi, Tıp Tarihi ve Etik Tezli Yüksek Lisans Programı, Medipol Üniversitesi, İstanbul.
[1-3] Euronews İnternet Sitesi ‘Covid-19 Salgınının En Acı Sorusu’ başlıklı haber [4] SD Dergisi, Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Platformu, Türkiye Eğitim, Sağlık ve Araştırma Vakfı Yayını, 2017. [5] Triyaj: Tıbbi müdahale önceliklerini belirleme sistemi. [6] Yeni Koronavirüs (COVID-19), ilk olarak Çin’in Vuhan Eyaleti’nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüstür. [7] Hekimlik Meslek Etiği Kuralları, Türk Tabipler Birliği Yayını, 2012